Osteoporoz kemik kalitesinin ve kemik mineral kitlesinin azalması olarak tanımlanır. Yaşam süresinin uzamasıyla beraber osteoporoz ve buna bağlı kırıkların görülme olasılığı artmıştır ve tüm dünyada önemli bir ekonomik ve sosyal problem olmuştur. Osteoporoz riski altındaki popülasyonun %80’ı kadındır. Beyaz ırkta ve asya ırkında siyah ırka göre daha fazla görülür. Kemik frajilitesinin artması ve kemik frakturu riskinin artması ile sonuçlanır. Estrojenın menapoz öncesi seviyesi iskelet sistemini negatif kemik döngüsüne karşı korur. Erken menapoza girmek menapoz sonrası osteoporozda en önemli risk faktörüdür. Kadınlardaki menopoz sonrası kemik kaybının sebebi estrojen eksikliğidir. Ayrıca nutrisyonel faktörler de önemli rol oynarlar. Vitamin d yetmezliği cildin guneş ışığına az maruz kalmasından ve veya cilt sentezinin yetersiz kalmasından dolayı olur ve hemen her populasyonda izlenir. Postmenapoz hastalarının %60-90 ının etkiler. Yetesiz kalsiyum, vıt d ve protein alımı kalça fraktrürinin patogonezinde önemli rol oynar. Risk faktorlerıne bakacak olursak: ileri yaş, düşük vücut kitle indeksi, önceki kırıklar, ailede kalça kırığı hikayesi, glukokortikoid tedavisi, alkol bağımlılığı, sigara kullanımı, romotoid artrit düşük kalsiyum alımı, kronık immobilizasyondur.
Bazı ilaçlar da artmış osteoporoz riski ile ilşkilendirilmişti. Bunlar glukokortıcoıdler, aromataz inhibitörleri, proton pompa inhibitörleri, selektif seratonın reuptake inhibitörleri tiazolıdınedıonlar.
Osteoporoz teşhisinde en sık kullanılan yöntem bölgesel lomber omurga ve kalça kemik mineral dansitometrisidir. (bmd) ayrıca radyografi, kan ve idrar testleri sintigrafi de diğer yöntemlerdir.
Dexa: kaynak olarak dozu düşük x ışınıdır. Omurga ve kalça kemiğinden ölçüm yapılabilir.
• ölçüm süresı 2*7 dakikadır.
Osteoporozdan korunmada amaç;
• doruk kemik kütlesini maksimuma çıkarmak ve bunu devam ettirmek.
• menopozla hızlanan ve yaşlanmayla devam eden kemik kaybını minimale indirmektir.
• düşmenin önlenmesi. Doruk kemik kütlesini maksimuma çıkarmak ve bunu devam ettirmek için;
• beslenmenin düzenlenmesi.
• fiziksel aktivite ve egzersizin teşvik edilmesi.
Tedavide kullanılanlar ise:
• hrt
• bifosfonatlar
• selektif östrojen-reseptor modülatörleri (serms)
• nazal calcitonin
• pth
• stronsiyum
• ipsiflavonlar’dır.